VERGİ ZİYAI NEDİR?
Vergi Usul Kanunu (VUK), bir verginin ve bir vergi ödemesinin eksik bir şekilde ya da gecikmeli tahakkuk edilmesi sonucunda oluşan duruma vergi ziya-ı olarak değerlendirebilir ve vergi mükellefini bu konudan sorumlu tutulmasıdır. Vergi kaybı anlamına da gelen vergi ziya-ı en basit ve anlaşılır anlamıyla vergilerde oluşan kayıp olarak tanımlanabilir. Özetle bir vergi mükellefinin sorumlu olduğu vergilerle ilgili bir hata yapması, gecikmede bulunması veya farklı bir sorun yaşanması durumunda ortaya çıkar. Bunun yanında vergi kaçırma girişimleri de vergi ziya-ı olarak tanımlanabilir. Her ne şekilde olursa olsun bir vergi ziya-ı’ndan söz edilebilmesi için, verginin zamanında tahakkuk edilmemiş olması ya da eksik tahakkuk edilmiş olması gerekir. Kişisel, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlarda bulunma veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere verilmesine sebebiyet vermek vergi ziya-ı hükmündedir. Vergi Usul Kanunu (VUK) 341. madde, bu tip haller nedeniyle verginin sonradan tahakkuk edilmesi veya tamamlanması veyahut haksız iadenin geri alınması ceza uygulanmasına mani teşkil etmediğini belirtir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda kabahatler, “Usulsüzlük” ve “Vergi Ziya-ı” olmak üzere iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Usulsüzlük, vergi kanunlarının şekle ve usule müteallik hükümlerine riayet edilmemesidir (VUK m.351). Örnek vermek gerekirse tutulması zorunlu olan defterlerden herhangi birinin tutulmamış olması usulsüzlük kabahati olup para cezası işlemi uygulanır. Özel usulsüzlük kabahati ise VUK 355. Maddesinde düzenlenmiş olup, örneğin yapılan iş veya hizmet karşılığı fatura veya serbest meslek makbuzu verilmemesi gibi fiillerin işlenmesi durumudur.
VERGİ ZIYA-I CEZALARI
Vergi Usul Kanunu 341. Maddesince bir vergi ziya-ı oluşmuşsa, suçu işleyene vergi ziya-ı cezası kesilebilmektedir. Ceza hesaplama oranı ise, söz konusu olan vergi tutarı miktarınca ceza kesilir. Vergi ziya-ı cezalarıyla ilgili olarak Vergi Usul Kanunu’nda yer alan bir diğer madde ise 359. maddedir. Bu madde de yer alan durumlarla ilgili olarak bir vergi ziya-ı oluşma durumu varsa, ceza üç katına çıkmaktadır. Suça iştirak edenlere, karışanlara ise yine vergi tutarı kadar yani bir kat ceza uygulanır. Aynı madde kapsamında yer alan sonradan verilen vergi beyannameleri için, madde gereği yüzde 50 oranında indirimli ceza uygulanmaktadır. Vergi Usul Kanunu 359. maddesi, hürriyeti bağlayıcı cezaları da kapsamaktadır. Bu maddeye uyarınca hapis cezası gerektiren suçlar şu şekilde belirtilmiştir; Vergi kayıtlarında ya da defterde düzenleme, saklama ya da ibraz zorunluluğuna yönelik muhasebe hileleri yapmak, sahte adlarla hesaplar açmak ve işlemleri matrahları azaltmaya yönelik olacak şekilde farklı kayıt ortamlarına aktarmak hapis cezası gerektirir. Yanıltıcı ve yalan belge düzenlemek, defterleri, belgeleri veya kayıtları gizlemek ve tahrif etmek de hapis cezası yaratabilir. Belgelerin, kayıtların ya da muhasebe defterlerinin yok edilmesi, sonradan değiştirilmesi, sahte belgeler üretilmesi ve bunlardan herhangi birinin kullanılması halinde hapis cezası oluşabilir. Maliye Bakanlığı ile ilgili resmi süreçler tamamlanmadan belge oluşturulması, sahte belgeler üretilmesi ve bunların kullanılması da suçu işleyenler için hapis cezası anlamına gelmektedir. Günümüzde birçok işletme muhasebe defteri kullanmayı bırakmış ve yazılım firmaları aracılığıyla tüm muhasebe süreçlerini dijitalleştirmiştir. Bu da vergi ziya-ı gibi istenmeyen durumların sehven oluşmasının büyük oranda önüne geçmiştir.